Unit 1 Session 5

 0    114 flashcards    alicelik7
download mp3 print play test yourself
 
Question Answer
leke, parça, kısım. yama, yamamak. belli bir amaçla kullanılan arazi. zor/kötü/çetin zaman/dönem
start learning
patch
özgüven
start learning
self confidence
beceri/çaba/yürek sergilemeyen; beceriksiz; acıklı, dokunaklı, zayıf, güçsüz, çelimsiz
start learning
pathetic
sabırla
start learning
patiently
vatansever
start learning
patriot
kuduz (hastalığı)
start learning
rabies
kokarca
start learning
skunk
kır kurdu, köpeğe benzer vahşi bir hayvan
start learning
coyote
yarış, yarış(tır) mak, hızla gitmek, ırk, soy
start learning
race
ırksal
start learning
racial
ırkçılık
start learning
racism
raf, askı
start learning
rack
acıyla kıvranmak, üzülmek, acı çekmek
start learning
be racked with pain
kafa patlatmak/yormak, çok düşünmek
start learning
rack one's brain
neşe saçan. çok parlak, ışık saçan; parıldayan; ışıl ışıl
start learning
radiant
radikal, köklü, esaslı
start learning
radical
çağrışım
start learning
connotation
etraflı, kapsamlı, geniş, herşeyi içeren
start learning
comprehensive
müfredat/öğretim programı
start learning
curriculum
özgeçmiş
start learning
curriculum vitae
Sal
start learning
raft
bir sürü, çok, epey, bir hayli, çokça
start learning
a raft of
kaynayan, çok heyacanlı, kaygılı, öfkeli
start learning
seething
öfkeyle kaynayan
start learning
seething with anger
kaynayan insan kitlesi
start learning
seething mass of people
öfke, hiddet, kızgınlık. tüm şiddetiyle sürmek; ortalığı kasıp kavurmak
start learning
rage
Fırtına bütün gece sürdü
start learning
storm raged all night
ateş (hastalık), heyecanlı durum, telaş
start learning
fever
yağma, baskın, akın, saldırı, soygun. saldırı düzenlemek, baskın yapmak, yağmalamak
start learning
raid
polis baskını
start learning
police raid
banka soygunu
start learning
bank raid
para toplamak
start learning
raise money
yükseltmek, yetiştirmek, beslemek. ortaya atmak, ileri sürmek. dikmek, yapmak. temasa geçmek, haberleşme sağlamak. zam, artış. neden olmak, yol açmak
start learning
raise
çocuk yetiştirmek
start learning
raise child
anakara ile temas kurmak
start learning
raise mainland
çeşit, tür. dizi. sıra (dağ/tepe). aralık (yaş vb). mesafe (görüş/atış). seri (ürün vb). kapsama (alanı). otlak. kapsam. sıraya koymak, dizmek... arasında değişmek, oynamak. uzanmak
start learning
range
sığır otlatma
start learning
cattle grazing
otlak hayvanı
start learning
range animal
nadirlik, azlık
start learning
rarity
kızartı, isilik, kurdeşen. aceleci, düşüncesiz
start learning
rash
oran, hız, sürat. değerlendirmek, saymak. hak etmek; ... a/e layık olmak
start learning
rate
Bu gidişle
start learning
At this rate
hiç değilse, hiç olmazsa, en azından, her ne pahasına olursa olsun
start learning
at any rate
oran
start learning
ratio
tayın, pay, istihkak, karne ile dağıtmak
start learning
ration
akılcı, mantıklı, aklı başında
start learning
rational
çuval. kov(ul)ma, işten at(ıl)ma, çıkar(ıl)ma. yağmalamak
start learning
sack
kutsal, mukaddes, mübarek, ulu
start learning
sacred
Kutsal görev
start learning
sacred duty
feda etmek; ... uğrunda harcamak. fedakârlık, özveri. kurban olma, kurban etme
start learning
sacrifice
evlat, yavru, döl
start learning
offspring
destan
start learning
saga
yelken, yel değirmeni kanadı, yelkenle yol almak, deniz yolculuğu yapmak, süzülmek, süzülüp gitmek
start learning
sail
aziz, evliya, melek gibi kimse
start learning
saint
uğruna; ... için; ... sun diye...-in iyiliği/hatırı için
start learning
for the sake of
satışta, indirimde
start learning
on sale
tükürük, salya
start learning
saliva
selamlamak, asker selâmı
start learning
salute
kurtarma, kurtarılmış mal
start learning
salvage
yaptırım, resmî izin, onay, resmî izin vermek, onaylamak
start learning
sanction
müdahale, engelleme
start learning
intervention
barınak, sığınak, sessiz ve huzur dolu yer, kutsal yer hayvan barınağı
start learning
sanctuary
kavga/münakaşa etmek, tartışma, münakaşa
start learning
quarrel with
aklı başında, mantıklı
start learning
sane
sıhhî, sağlık hijyeni, temiz, mikropsuz
start learning
sanitary
mikrop
start learning
germ
birşeyin başlangıcı/kaynağı/tohumu
start learning
germ of
bir fikrin tohumu
start learning
germ of an idea
akıl sağlığı, sağduyu, akıl fikir, sağlam muhakeme
start learning
sanity
kereviz
start learning
celereal
gizli ve ince alay, dokunaklı söz, iğneleme
start learning
sarcasm
gökyüzüne doğru
start learning
skyward
koğuş
start learning
ward
korkuyla karışık saygı, huşu içinde bırakmak, korkutmak
start learning
awe
hiciv, taşlama
start learning
satire
tatmin edici
start learning
satisfactory
nötr
start learning
neutral
vinç
start learning
crane
yırtmak, yırtılmak
start learning
rip
soygun, fahiş, fazla pahalı, kazık. kazıklamak, soymak
start learning
rip off
el, kol ve baş hareketi, jestler. Yapmak f.
start learning
gesture
sürdürmek, devam ettirmek. Güç/umut/cesaret vermek, tahammül gücü vermek
start learning
sustain
çiftlik
start learning
ranch
yıllık
start learning
annual
kütük, gemi seyir defteri
start learning
log
beslemek, büyütmek, bakmak, yedirip içirmek
start learning
nourish
patlak verme, baş gösterme
start learning
outbreak
aşağılamak, küçük düşürmek
start learning
degrade
kan verme/nakli/aktarımı
start learning
transfusion
alay etmek, sahte
start learning
mock
araba, tekne vb.) çekmek
start learning
tow
taciz, taciz etme
start learning
harassment
gözdağı vermek, gözünü korkutmak, yıldırmak
start learning
intimidate
gösterişli, havalı
start learning
flamboyant
örnek, numune. tadına bakmak, tadmak. ilk defa görmek/denemek/yapmak
start learning
sample
serpilmek, büyümek, gelişmek. bir şeyi havada sallamak; dikkat çekmek/işaret vermek için sallamak. başarılı olmak. süs
start learning
flourish
gelişmek, serpilmek, başarılı ve mutlu olmak.
start learning
thrive - throve - thriven
bir fikir/plan/çözüm ile ortaya çıkmak/ileri sürmek, bulmak (fikir vb). çözüm yolu bulmak
start learning
come up with
nadirlik, kıtlık, darlık, azlık
start learning
scarcity
su kıtlığı
start learning
scarcity of water
yüklemek, doldurmak. dünya kadar, tonla, bir sürü, epey
start learning
load
çıkarım, sonuç, netice. sonuç/anlam (çıkarma)
start learning
inference
somut, maddi, elle tutulur
start learning
tangible
kepenk kapamak, iflas etmek
start learning
go out of business
vahşi, yabani. vahşice ısırmak (hayvan), parçalamak (hayvan), sınırlı, öfkeli
start learning
savage
iyi anlaşmak, iyi geçinmek,
start learning
get along with
kusursuzca
start learning
flawlessly
yine de, bununla beraber
start learning
nevertheless
zar zor, güç bela
start learning
scarcely
alışkanlıkla, her zamanki gibi, alışıldığı şekilde
start learning
habitually
baltalamak, zayıflatmak, zarar vermek (yavaş yavaş/sinsice), kuyusunu kazmak
start learning
undermine
eğlence, eğlendirici
start learning
recreational
ehlileştirmek, evcilleştirmek, sıkıcı
start learning
tame
bebeği besle
start learning
nourish baby

You must sign in to write a comment