Arabic Turkish Dictionary

العربية - Türkçe

حار in Turkish:

1. sıcak sıcak


2015 tarihteki en sıcak yıllardan biriydi.
sıcak çay
Bugün hava sıcak.
Çorba aşırı sıcak.
Bana başka bir sıcak havlu getirir misin?
Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik.
Onu ziyaret ettiğim zaman, sıcak karşılandım.
Bir bardak sıcak çorba beni rahatlattı.
Sıcak suyun tümünü kullanma.
Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.
Bugün, bu yılın en sıcak günüdür.
Onlar otobüsten indiler ve sıcak güneşte iki kilometre yürüdüler.
Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
Onlar, odanın çok sıcak olmasından şikayetçi oldular.
Sıcak havluların var mı?

2. baharatlı baharatlı



3. soğuk soğuk


İşe gitmeden önce soğuk bir duş almayı severim.
Kola soğuk.
Soğuk algınlığını atlatmalısın.
New York'ta kış çok soğuk olabilir.
Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.
Kızım soğuk almış
İçmek için soğuk bir şeye ne dersin?
Bu soğuk değil, sıcak.
Bu soğuk hava haziran için olağan değil.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
Almanya, soğuk bir ülkedir.
Burası tüm sene boyunca soğuk olur.
Kısa sürede kendini soğuk havaya alıştırdı.
Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.
Soğuk bir sabahta ülkesini terk etti.